Hanönü Çevre Platformu: “Daha Fazla Kazanmak İçin İnsan Hayatı Göz ardı Ediliyor.”
Kastamonu
Kastamonu Hanönü ilçesindeki maden şirketinin çevreye zarar vermesini önlemek amacıyla kurulan Hanönü Çevre Platformu, bugün Hanönü Atatürk Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Kastamonu ve ilçeleri ile Sinop, Ankara ve İstanbul’dan gönüllüler katıldı. Hanönü Çevre Platformu’ndan Mehmet Soysal’ın okuduğu açıklama şöyle:
“YÜZDE 90’I KARADENİZ ORMANLARI İLE ÇEVRİLİ İLÇEMİZDE MUHTEŞEM BİR KATLİAM YAŞANIYOR”
“Hanönü’müzün güzelliklerini, doğasını, yöresel lezzetlerini görmek ve tanımak için bugün buraya davet edilmenizi çok isteriz. Ancak bildiğiniz gibi ilçemiz çevresinde bakır madeni rezervleri var ve bu rezervler ilçemizden bu yana çok geniş bir alanı kaplıyor. Taşköprü’den Boyabat’a. Bu madenin çıkarılmasına 2007 yılında başlandı. 2009 yılından bu yana çalışmalar sürüyor. Maden kamu değeri. Madenleri kamuya ait. Tabi ki işlenmesi gerekiyor. Ancak bunun da yapılması gerekiyor. Kamu yararına, halkın talep ve menfaatlerine uygun olarak ve doğanın dengesini koruyarak.Yüzde 90’ı Karadeniz ormanlarıyla çevrili olan ilçemizde madencilik açısından vahim bir durum yaşanmıştır. Son yıllarda bir katliam yaşanıyor. Bugün buraya bu katliamı, bu pervasızlığı dinlemek ve anlamak için geldiniz. Hanönü ve çevresinin, tüm etkilenen bölgenin kurtarılması çabasına destek vermenizi talep ettiğimiz için geldiniz. Hepinize teşekkür ediyorum. Sesimize ses verdiğiniz için Hanönü halkı adına.
“BELEDİYE, YETKİLİLER VE ÇEŞİTLİ KADEMELERDEKİ YETKİLİLER ŞİRKETİN TÜM YASA DIŞI FAALİYETLERİNİ KENDİLERİNE İNDİRİYOR”
Sizlere son 3-4 yılda yaşadıklarımızı, tehlikenin boyutunu anlatmaya çalışacağım. Akfen, İlbak ve Cengiz holdinglerinin ortak olduğu Acacia Madencilik şirketi, bakır cevheri çıkarmak ve işlemek amacıyla kurduğu tesisler ve açık ocaklarla ilçemizi çevrelemiştir. Şirket, hem mali kaynaklarıyla hem de siyasi gücüyle tüm resmi kurumları kendi kurumsal ofislerine dönüştürdü. Belediye, memurlar ve çeşitli kademelerdeki yetkililer, şirketin tüm yasa dışı faaliyetlerine göz yumuyor. Acacia Madencilik Şirketi kasabanın aşağısında büyük bir bakır madeni açtı. Yaklaşık 1.700 hektarlık bu bölge tamamen ormanlıktı. Açtığı açık ocakla milyonlarca ton toprağı kimyasallarla zehirleyerek ilçemizin yanında devasa bir atık dağı oluşturdu. Yaklaşık 200 metre derinliğe ulaşan maden ocağı, atom bombasının oluşturduğu krateri andırıyor. Sadece maden çevresinde değil, bölgenin her yerinde canlılar zehirleniyor. 2.500 nüfuslu ilçemizde insanlar zehir soluyor. Tarım alanlarımız kirleniyor. Hayvanlarımız hastalanıyor. Beldemizin içinden geçen Gökırmak bir zamanlar balıklarla doluydu. Su samuru yaşadı. Artık onlardan eser kalmadı.
“BORULARIN ÜÇ KEZ PATLAMASINA RAĞMEN ŞİRKETİN FAALİYETLERİ DURDURULMADI VE HERHANGİ BİR ÖNLEM ALINMADI”
“ŞİRKET, MADEN SAHASINI BÜYÜK Hırsla Genişletmeye Devam Ediyor”
Şirket büyük bir hırsla madencilik alanını genişletmeye devam ediyor. Önce 5 bin hektar orman toprağında, ardından 3 bin hektar orman toprağında sondaj çalışmalarına başladı. Her başvuru anında kabul edilir. Hanönü’ne komşu Taşköprü ilçesi de bu işgalden nasibini almıştır. 8 bin hektar orman alanı içindeki onlarca köy yok olacak. Buradaki insanlar yerlerinden edilecek, tüm doğa, canlılarıyla birlikte yok edilecek. Bu köyler arasında Kuyluş, Kornapa, Oymaağaç, Sökü ve Akçasu bulunmaktadır. Şu anda aramızda bu köyden insanlar var. Ayrıca bir araya gelmeleri ve bir çaba ağı oluşturmaları gerekecek. Ayrı ayrı kaybedebiliriz ama birlikte kazanacağız.
“MADEN ŞİRKETİNİN ARKASINDAKİ EN BÜYÜK GÜÇ OLAN DEVLET, TÜM BUNLARI GÖZALDI”
“ÇED RAPORU NASIL ONAYLANDI, KİM İMZALANDI, BU SORUŞTURULMALI. ÇÜNKÜ FAY HATTI ÜZERİNDE BÖYLE BİR YAPILANMAYA HİÇBİR YASA İZİN VERMEZ.”
Atık barajında kaymayı önlemek için kazık çakmak size bir çözüm gibi görünebilir. Bu bir yanılsamadır. Sebebi ise şu: Vereceğim örnekle şirketin ne kadar güçlü ve kanunsuz olduğunu artık daha iyi anlayacaksınız. Hanönü ilçemizin yakınından yüzlerce kilometre uzunluğunda aktif bir fay hattı geçiyor. Bu Kuzey Anadolu fayı değil, ayrı bir tehlike de oluşturuyor ama bahsettiğim fay sınırı da onun kuzeyinde. Taşköprü Hanönü ve Boyabat ilçelerinden geçmektedir. Az önce kayıyor dediğim atık barajı da tam bu fay hattının üzerine kurulmuş. Çevre Bakanlığı bu olaya nasıl izin verdi bilmiyorum. O ÇED raporunun nasıl onaylandığı, kimin imzaladığı sorgulanmalı. Çünkü fay hattında böyle bir yapıya hiçbir kanun izin vermiyor.
“HANÖNÜ’DE YAŞANAN BU KABUSA KARŞI KOLEktif DİRENİŞİMİZE DESTEK OLMANIZI İSTİYORUM”
Şirketin siyasi gücü çok büyük ama insana, doğaya saygısızlığı, para hırsı çok daha fazla. Büyük bir felaketin yaklaştığını yüksek sesle söylüyor ama hiçbir yetkili ve kurum bu gerçeği görmek istemiyor. Ülkeyi adım adım işgal eden, emeği sömüren, hayata değer vermeyen bu acımasız şirketlere ve bu sermayeye destek veren iktidara karşı sizleri birlikte mücadele etmeye davet ediyorum. “Hanönü’nde yaşanan bu kabusa karşı sizleri kolektif direnişimizi güçlendirmeye davet ediyorum.”