Kayyum uygulaması nasıldı, Kılıçdaroğlu seçilirse ne olacak?
ANKARA – Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında günlerce süren müzakereler sonuçlandı. Zafer Partisi’nin 28 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararının ardından Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokolün detayları ortaya çıktı.
İki taraf arasında imzalanan protokolde en çok konuşulan konu 4’üncü unsur yani mahalli idarelere atanan kayyum oldu. Peki kayyum ataması nasıl uygulanmaya başlandı, tepkilere neden olan bu uygulama karşısında Millet İttifakı nasıl bir vaatte bulundu?
OHAL DÖNEMİNDE KHK ile Kayyum Uygulaması Geldi
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal döneminde yayınlanan KHK ile vali, kaymakam gibi mülki amirlerin seçilmiş yerel yöneticiler yerine kayyum ataması yürürlüğe girdi.
İçişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu ve Belediye Kanunu’ndaki düzenlemeleri içeren 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile terörle ilgili soruşturma ve kovuşturmalar ayrıştırıldı. Olağanüstü Hal döneminde Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlüğe giren bu düzenlemeler, Kanun Hükmünde Kararnamelerin TBMM’de görüşülmesi ve kabul edilmesiyle maddi ve kalıcı hale geldi.
Bu düzenlemeyle birçok HDP’li belediye başkanı görevden alındı, ardından valiler kayyum olarak atandı. Uygulama 2019 yerel seçimlerinden sonra da devam etti.
MİLLİ İTTİFAK: BELEDİYE BAŞKANI YARGIYLA ALINACAK, YENİ BAŞKAN SEÇİLECEK
Tartışmalı ve ‘millet iradesine darbe’yi eleştiren uygulama, muhalefetin her zaman gündeminde yer aldı. CHP, DÜZGÜN Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı da bu konuda tavır aldı. Millet İttifakı tarafından 30 Ocak’ta “seçim beyannamesi” olarak açıklanan Ortak Politikalar Mutabakat Metninde, özel başlık olarak “kayyım uygulamasına” da yer verildi.
Yerel yönetimler reformlarını hayata geçirme taahhüdünde bulunan Millet İttifakı, “Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki aşırı vesayetine son vereceğiz” diyerek, “Seçimle gelenlerin seçimden geçmesini sağlayacağız. yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz.” Protokolde yer alan ilgili maddeler şu şekilde sıralandı:
– Yargı kararı olmadıkça seçilen yöneticilerin görevlerine son verilmemesini sağlayacağız.
– Görev suçlarından haklarında soruşturma başlatılan yerel yöneticilerin de yargı kararıyla görevden alınmasını sağlayacağız.
-Seçilme hakkını kaybeden veya görevden alınan belediye başkanının yerine gelecek kişinin belediye meclisi tarafından seçilmesini sağlayacağız.
ÖZDAĞ VE KILIÇDAROĞLU’NUN PROTOKOLÜ: BELEDİYE MECLİSİ’NDE SEÇİM OLMAYACAK, ATAMA YAPILACAK
Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ ile Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokolün dördüncü maddesinde kayyum ibaresine açıkça yer verilmese de bu uygulamaya ilişkin bir unsur bulunuyordu. . Protokolde, “Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki delillerle sabit olan yerel yönetim yöneticilerinin yerine devlet görevlilerinin atanması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edileceği” belirtildi.
Kılıçdaroğlu ve Özdağ’ın arasında imzalanan protokol ile Millet İttifakı’nın vaadinin ortasında fark yaşandı. Millet İttifakı’nın protokolünde kayyum uygulamasına geçilmesi halinde ilgili yerel yöneticinin yerine seçilen belediye meclisinden bir kişinin yeniden göreve seçileceği belirtilirken, ortada imzalanan protokolde Özdağ ve Kılıçdaroğlu ortada yer alıyor. “Mahalli idare müdürlerinin yerine devlet memurlarının atanması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir”. ifadeler yer aldı.
Özdağ ile imzalanan protokolde yargı kararı kesinleşmeden görevden alınmanın yolu kapatılıyor ancak görevden alınan kişinin seçimle değil atamayla atanması tartışmalı olacak gibi görünüyor.